SEÇİLMİŞ YAZILAR

Türk Kültürü Ekip Çalışmasına Ne Kadar Yatkın?

Prof. Dr. Acar Baltaş

Üçüncü bin yılda iş hayatının yapısı ve buna bağlı olarak çalışanların kariyer planları bütünüyle değişmektedir. Bu değişiklik, teknoloji ve beceri geliştirmeye yönelik olmanın yanı sıra değer sistemi ve zihniyet değişimi ile ilgilidir. Şöyle bir örnek açıklayıcı olabilir. Çok iyi bir satranç oyuncusu olduğunuzu düşünün. Birdenbire önünüzdeki satranç tahtasını kaldırıyorlar ve bir video oyunu koyuyorlar. Satranç oyununda başarılı olabilmek için, düşünmek, strateji geliştirmek ve planlamak gerekir. Oysa bir “joystick”le oynamak zorunda olduğunuz video oyununda başarı hız, sürekli değişen şartlara uyum, yeni yollar bulma ve anında tepki vermeye bağlıdır. İkinci oyun birinci oyundan daha zor olmayıp sadece daha farklıdır. Bunun için eski alışkanlıkların dışında düşünmek (zihniyet değiştirmek) ve farklı bakış açısı geliştirmek (inovasyon) gerekmektedir.

İnsan kaynakları alanında ise 21.yüzyılın ilk çeyreğine “beş kavram” damgasını vurmaktadır: Bunlar işbirliğini geliştirmek için ekip çalışması, liderlik geliştirme, eğitimlerin ölçülmesi, insan kaynakları süreçlerinin dijital ortama taşınması ve inovatif kültürü geliştirmektir.

Bilimsel araştırma verilerine göre* Türk kültürü bireycilik ve toplumculuk ölçeğinde, “toplumculuğa” daha yakındır. Aynı ölçeğin bireycilik boyutunda ise ABD, İngiltere ve Avustralya bulunmaktadır. Bugün Türkiye’de uygulanan eğitim programlarının çoğu ekip çalışmasını yapmakta ileri derecede zorluk çeken, bireyci toplumların birikimlerini yansıtmaktadır.

1994 yılından bu yana sürdürdüğümüz “Ekip Oluşturma ve Geliştirme” programlarının temel felsefesini Türk kültürünün özelliklerini, bilimsel çalışmalar ışığında tanıyan ve çağdaş bilgiyle bütünleşmiş bir anlayış oluşturmuştur.

Türk Kültürünün Ekip Çalışmasını Zorlaştıran Özellikleri

  • Gerçek anlamda profesyonellik eksikliği:Profesyonelliğin, kriz yaratmayan tam tersine kriz çözen” ve “krizleri önleyen” bir rol gerektirdiğini bilmemek. Anglo sakson kültüründen ithal, para karşılığı iş yapmak olarak algılamak. Profesyonelliğin değerler ve kararlara dayalı kazanılmış davranışlar topluluğu olduğunu bilmemek
     
  • Uzlaşma geleneğinin olmayışı:Uzlaşmayı “taviz” ve “güçsüzlük” saymak. Uzlaşma girişimlerini “yenilgi” olarak görmek. Bunun sonucu dayatma ve güç gösterisini “marifet” sanmak.

  • Belirsizliğe karşı düşük tolerans:Bunun sonucunda hiyerarşik yapıyı tercih etme eğilimi, işbirliği ve yatay ilişkilerde zorlanmak.
     
  • Eleştirmek, ancak çözüm önermemek:Bir eleştirinin ancak ilgili bütün tarafları içine alacak çözüm önerisi getirmekle değer kazanacağının sorumluluğunun farkında olmamak.

  • Geri bildirim vermekte yetersizlik: Geri bildirim verirken ya sert ve kırıcı olmak veya daha büyük çoğunlukla “yüzleşmekten” kaçınmak ve sorunların kendi kendine çözülmesini beklemek. Daha sonra da arkadan konuşmak.
     
  • Dedikodu: Ekip çalışmasının ve birlikte değer yaratmanın temeli “güven” dir. Türk iş hayatının her kademesindeki en yaygın uygulama ise dedikodudur. İslam dinine göre dedikodu “ölü eti yemekle” eş bir günahtır. Ancak giderek daha muhafazakarlaşan ve dini değerleri öne çıkartan yapı dahi bu konuda bir değişiklik yaratmamıştır.

Türk Kültürünün Ekip Çalışmasını Kolaylaştıran Özellikleri

  • İnsan ilişkilerinde beden dilinin duyguları aktarım aracı olarak kullanılması: Sarılmak, öpmek, koluna girmek, temas gibi beden dili öğelerini rahatça kullanmak.

  • Toplulukçuluk özelliği: Aile bağlarının güçlü olmasından kaynaklanan birliktelik duygusu: Bunun sonucu uygun liderlikle iş hayatında kurumun vizyonuna bağlılık ve kurumun misyonunu kendiyle özdeşleştirme.
     
  • İmece kültürü: Türk insanının genlerinde bulunan imece geleneğinin izlerinin üst düzeyde bağlılık ve karşılıklı bağımlılık duygusunun pekişmesini sağlaması.
     
  • Güçlü liderlik: Güçlü bir liderin vizyonu doğrultusunda, anlamlı bir misyonla ve öncülük ettiği değerler çerçevesinde oluşturulacak bir kurum/ekip ruhu ile beklenmedik sonuçlar ortaya çıkabilir.

Fark Yaratmak

Türk insanı, zihin haritalarındaki engeller ortadan kaldırıldığında sinerji yaratabilecek bir kültürün içinde yetişmiştir. Çünkü kendisini ait olmaktan gurur duyacağı bir grubun üyesi olarak görme ihtiyacı çok ağır basar. Önemli olan “kendi değerleri ve kültürü” içinde fark yaratabileceğinin farkında olması ve kurum ikliminin de onun içindeki bu gücü geliştirecek bir ortam sunmasıdır.

Türk insanının, iş tanımıyla sınırlı tutumlar yerine, “rol”lerinin gerektirdiği sorumluluğu üstlendiği durumlarda, hem iş hayatında, hem de spor alanında gösterdiği uluslararası üstün başarı örneklerinin içinde yer aldığını biliyoruz.

Kaynak:

*Hofstede,G..(1994).Cultures and Organizations, Harper Collins Publishers, London.

  • Makaleyi Paylaş >
© BALTAS 2020 Tüm hakları saklıdır.