SEÇİLMİŞ YAZILAR

Narsistik Liderler Olumlu Kurum Kültürü Yaratamaz

Prof. Dr. Acar Baltaş

Yapıcı, verimliliği teşvik eden çalışanların çalışmaktan mutluluk duydukları bir kurum kültürü yaratmak önemli ölçüde iş liderinin sorumluluğundadır. İş lideri kuruma ve kurum iklimine damgasını vurur. Jimm Collins'in “İyi'den Mükemmel Şirkete” (From Good to Great) adlı sürdürülebilir başarıya ulaşmanın yollarını konu alan kitabında, 15 yıl süre ile ortalamanın üzerinde başarı gösteren şirketleri yöneten iş liderlerinin belirleyici özellikleri araştırılmıştır. Bu liderlerin ayırıcı özelliklerinin, ılımlı ancak kararlı, alçak gönüllü ancak korkusuz oldukları görülmüştür. Birbiriyle çelişkili gibi gözüken bu sıfatların gerçekte iş hayatında ince fakat sağlam karşılığı vardır. Strateji ve hedeflerde ödünsüz ve kararlı olmak; uygulamada ise destekleyici, hoşgörülü, ılımlı olmak mümkündür. Böyle liderler duygusal zekası yüksek ve olgun insanlardır. Yirmi yılı aşkın meslek hayatımda bu özelliklere sahip az sayıda lider tanıdım.

Narsistik Lider Özellikler

Buna karşılık çok sayıda kendine hayran, her şeyi bildiğine inanan ve kendilerine hizmet eden iş liderleriyle karşılaştım. Narsist liderlere spor, siyaset ve iş hayatının çeşitli kademelerinde rastlamak olağandır. Ben yıllar içinde kendine hayran narsist liderlerin altı özelliğini gözledim:

  1. Dinlemezler. Herşeyi bildiklerine inandıkları için kimseyi dinlemeye ihtiyaç duymazlar. Gerek yönetim toplantıları, gerek bir veya iki astla yapılan toplantı ve sohbetler monologdan oluşur. Karşıdakilere sadece onaylamak ve dinlemek düşer. Fikir sorar gibi yaptıklarında da, daha önce söylediklerinin onaylanmasını beklerler.
  2. Empati nedir bilmezler. Aldıkları kararların ve ilişkiye girdikleri kişilerin nasıl etkilendikleriyle ilgilenmezler. Daha doğrusu insan ilişkilerinin böyle bir boyutu olduğunun farkında değildirler. Eşleri ve çocukları da bu durumdan kendi paylarına düşeni alırlar.
  3. Başarı ve güç için önüne geçilmez istek duyarlar. Bu özellik iki sonuç verir: Birincisi gerçekçi olmayan riskler almak, ikincisi başarı için her yolu geçerli saymak. Yasaların ve kuralların kendileri için geçerli olmadığını düşünürler. Aldıkları riskler, kendilerini başkaları için değil, şirketi veya başlarında bulundukları kurumu, kendileri için zora sokmak veya tehlikeye atmak şeklindedir.
  4. Eleştirilmekten nefret ederler. Bu kişiler eleştirinin her türlüsüne kapalıdır. En dostça eleştiriden bile rahatsız olur ve eleştirenleri düşman olarak algılarlar. Onlara göre kendilerini eleştirenler, ya kıymetlerini bilmeyen kötü niyetli kimseler veya derinlemesine düşünemeyen ahmaklardır. Bu eleştirinin hesabı günü gelince sorulmak üzere bir kenara kayıt edilir. En hafif bir tonda işaret edilen kusurlarını da meziyet olarak görür ve bu özelliklerinin onları başarıya ulaştırdığını düşünürler.
  5. Yardım almazlar. Fikir danışmak ve yardım istemek bu tür liderler için değil düşünülmesi, hayal edilmesi bile “zor” bir durumdur. Bunun birkaç nedeni vardır. Birincisi, yardım istenecek kişi “O kim?” dir. İkincisi o kişi önemli olsa bile, “Söyledikleri doğru ancak bu durum için geçerli değil” dir. Onlar her şeyi en iyi bilen olduklarına göre, fikir sormak ve yardım istemek için neden yoktur. Bulundukları nokta danışman bulundurmayı gerektiriyorsa, bu danışmanlar onu onaylamak için vardır. Kurdukları sosyal ilişkileri kendilerini anlatmak ve ne kadar değerli olduklarını kanıtlamak içindir.
  6. İnsanlara değer vermezler. Ortadaki her başarı onların eseridir. Bulundukları çevrede liderin başarısı için gecesini gündüzüne katmış herkes değersiz neferlerdir. O kişi olmazsa, liderin işaret edeceği herhangi biri o görevi fazlasıyla yerine getirir. Narsistik lider o kişileri etrafına toplayarak zaten onları ödüllendirmiştir. Her türlü başarı, liderin öngörüsü, zekası, oluşturduğu strateji, gücü ve kararlılığı ile kazanılmıştır. Aksini düşünen öngörüsüz cahilin tekidir.

Narsistik liderler kendilerini, birlikte oldukları kurum ve kişilere ödül olarak görürler. Bu kişilerin aileleri ile kurdukları ilişki de farklı değildir. Çevrelerindeki herkes onlara hizmet için vardır, onların ihtiyacını karşıladıkları ölçüde değerlidir ve o ihtiyaç kalktığı zaman da “görünmez” olmaları beklenir.

Sonuç

Narsistik liderler güce karşı duydukları önüne geçilmez istek nedeniyle, genişlemeyi gelişme olarak algılarlar. Bunun sonucu olarak şirketi esas iş alanı dışındaki işlere sokarak güçlerini arttırmaya yönelirler. Örneğin bundan 25 yıl önce “Moments of Truth” adlı kitabıyla gündeme getirdiği müşteri merkezli yaklaşımla hava yolu endüstrisinin kahramanı olan Jan Carlson SAS'te gösterdiği yüksek performans nedeniyle elde ettiği krediyi, gereksiz şirket satın almaları ile SAS'ı batırma noktasına getirerek tüketmiştir. Siyaset alanında, ülkeyi büyütmek için savaşa sokarak felakete sürükleyen çok sayıda örnek vardır. Spor alanında ise, yaptıkları harcamalarla yönettikleri klübü iflas noktasına getiren, sonra da bırakıp giden, giderken de sorumluluğu başkasına yükleyen çok sayıda “başkan” vardır.

Her ne kadar Churchill, J. Welch, G. Soros gibi üretken narsistler de olsa bile narsistik liderler kurumun imkanlarını kendi egolarını büyütmek ve güçlerini geliştirerek kendilerine hizmet etmek için kullandıklarından kalıcı, verimliliğe dönük ve olumlu bir kurum kültürü yaratamazlar. Bu nedenle J. Collins'in düzenli ve kalıcı başarı sağlamış şirketlerin iş liderlerinin alçak gönüllü kişiler olduğunu saptaması önemli ve ders çıkartılması gereken bir sonuçtur.

 

  • Makaleyi Paylaş >
© BALTAS 2020 Tüm hakları saklıdır.