İnsanlar dünyaya, hayatın ilk yıllarında şekillenen bir motivasyon düzeyiyle gelir. Ancak ...

Bütünsel kalite anlayışının yaygınlaşmasıyla işletmeler eğitim programları yardımıyla toplam kalite çalışmaları başlattılar. Ancak bugün geriye baktığımızda, çoğunlukla bütünsel kalitenin vaatlerine ulaşılamamış olduğunu görmekteyiz.

Sebeplerini araştırdığımızda insandan ve motivasyondan kaynaklanan sorunlarla karşılaşıyoruz. Motivasyon kavramının yeni bir anlayışla ele alınması gerekmektedir.

Motivasyon çalışma hayatında en önemli kavramlardan biridir. Liderlik, politika ve stratejiler, kaynakların ve süreçlerin yönetimi, çalışanların yönlendirilmesi bütünsel kalitenin temelini oluşturur. çalışan tatmini, müşteri tatmini, yapılan faaliyetin etkileri ve iş sonuçları da bütünsel kalite sonucunda ortaya çıkan ürünlerdir.

Oysa, bütünsel kalite sadece bir ürün veya hizmetin belirli standartlara uygun hale getirilmesinden ibaret değil, bir yaşam felsefesi olarak benimsenmesiyle ulaşılabilecek bir sonuçtur. Bu konu da bizi motivasyon kavramına getirir.

Çalışma isteği nasıl ortaya çıkar?

Günde yirmi ziyaret yapan ve gün sonunda düzenli rapor yazan bir satış temsilcisi düşünün. Haftanın beş günü aynı işi aynı düzenle sürdürüyor. Böyle bir durumu açıklayan iki temel öğe vardır :

• Beceri. Bireyin bir işi belirli bir zamanda yapabilme kapasitesidir. "İş neyi gerektiriyorsa, onu yapabilme"dir. Bu açıklama, örnekteki temsilcinin başarısını açıklamak için gerekli, ancak yeterli değildir.
• Motivasyon. Motivasyon, bir işi yapma ve onu sürdürme isteğidir. Motivasyon ve iş davranışı, motivasyonun üç öğesi ile yakından ilişkilidir:

1. Başlatma: Organizmada davranışı başlatacak güç
2. Yönlendirme: Davranışın belirli bir amaca yönelmesi
3. Sürdürme: Ortaya çıkmış olan davranışın sürdürülmesi

Sürdürme öğesi iş hayatında özellikle önemlidir. çünkü işe devam, iyi performans ve işi sevmek gibi özellikleri içerir.

Motivasyon içten mi gelir, dıştan mı?

İnsanlar dünyaya, hayatın ilk yıllarında şekillenen bir motivasyon düzeyiyle gelir. Ancak bu, sürekliliği garanti etmez. Değerler ve öncelikler de motivasyon düzeyini etkiler.

Bir dış motivasyon faktörü olmaksızın yaptığı işi seven, en iyi şekilde tamamlayan ve geliştiren kişilerin temel çalışma sebeplerinin, yaptıkları işin kişisel amaç ve isteklerini karşıladığına olan inançları olduğu görülmüştür.

İç motivasyona sahip kişileri çalışmaya yönlendiren faktörler, yaptıkları işe duydukları kişisel ilgi, istek ve işin sağladığı kişisel tatmindir.

İç motivasyonu sağlamanın üç temel anahtarı şunlardır:

1. Katılım: Çalışanlar işbirliği içine girdiklerinde, süreç ve kararlara katıldıklarında çalışmak için daha fazla istek duyar.
2. İçerik: Çalışanlar, yaptıkları işin kuruma olan katkısının ne olduğunu anladıklarında kendilerini daha fazla motive olmuş hissederler.
3. Yetkilendirme: Çalışanlar yaptıkları işle ilgili kararlar vermek konusunda yetkilendirildiklerinde kendilerini daha fazla motive edilmiş hissederler.

İyimser insanların iç motivasyonu yüksektir

Kişilerin hayatın zorluklarına bakış açısı, onların bir işi yapma ve sürdürme isteklerini belirler. İyimser insanların iç motivasyon düzeyi yüksek, kötümserlerin ise düşüktür.

İyimserlik, işlerin iyiye gideceğine olan inançtır. "Bir şeyler yaparsam sonuç değişir…" inancına sahip olmaktır. "Böyle gelmiş böyle gider" tutumu, motivasyon sorunu olan bir kişinin tutumudur. İyimserlik bir kalitedir, erdemdir; polyannacılık, hayalperestlik veya var olan tehlikeleri ve sorunları gözardı etmek değildir.

Dünyaya iyimser bir açıyla bakabilen kişilerin, iş yaşamlarında daha başarılı oldukları ve bir başarısızlığa uğradıklarında, bu başarısızlığı doğuştan sahip oldukları zayıflıklarına değil, değiştirilebilecek özelliklere ya da çevresel faktörlere bağladıkları gözlemlenmiştir.

Çevrenize bu gözle bakarsanız, insanların motivasyon düzeyini kolayca değerlendirebilirsiniz. Karşınızdaki kişi bir işin neden yapılamayacağını ve güçlükleri anlatmaya başlıyorsa, hayatınız zor demektir.